Thursday, September 24, 2009

SANSÜRLENMİŞ SİTELER ÜZERİNE


haberi aldığımda kızmadım
üzülmedim bile
artık hayalkırıklığının burucu duygusu da yoktu paslanmış bisiklet zincirlerimi gördüğüm zamanlarda
içime fısıldayan kendisini
ve bu beni daha da yıktı
" o kadar alışmışım ki bu sansürlerle var olmaya, artık tepki bile vermiyorum."
gerçeği kendi kulaklarıma usulca işkence etti.
zorladım kendimi bir şeyler hissetmeye ama bilincim umursamayı kesmişti
bilinçaltım her ne kadar çığlık atsa da.

bakın bence youtube zaten gereksiz bir zaman kaybıdır.
myspace ya da lstfm desen yaşayabilirsin onsuz
hatta yaşasn daha iyi bunlarsız
hepsi beynine boşyere tecavüz eden
hücrelerini uyutup tembelleştiren bir grup
fiziksel-serbest uyuşturucu

ama sen şunu anlamıyorsun
bu neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgili değil
bu neyin korkunç neyin bebekler gibi saf olduğuyla ilgili değil
bu benim türk-karşıtı videolar izlemem
ya da belgesellerin bağımlısı olmamla ilgili değil
kafamı geriye koyup
bu pornoyla ya da islamın doğuşyla ilgiki değil

bu benimle ilgili
benim yanlışı yapmak isteyip istememle ilgili
benim aradaki farkı görebileceğimle ilgili
benimle senin yanlış kavramının çok daha farklı olabileceğiyle ilgili

bu benim iznim olmadan myspace hesabıma erişimimin bir
yasayla
kağıt üzerindeki bir parça yakınmayla engellenmesinin
beni hapse tıkıp bundan sonra 'myspace köyüne'
ve ya
'lastfm kasabasına'
gidemeyeceğimin söylenmesiyle hiç farkının olmamasıyla ilgili.

bunu da sansürlerseniz belki görürseniz
yasaya karşı diye
belki de dudaklarıma sürersiniz
erimiş balmumunu konuşamayım diye
parmaklarımı da kesersiniz
artık yazamamam için
ama düşündüklerimle ne yaprasınız onu bilmiyorum
çünkü
henüz öyle bir teknoloji
büyü
dua
bulunmadı
bana kafamın içindekilerini
sansürletecek kadar güçlendirilemedi
5651 kod.


sırada bekleyen facebook'muş, fizy'miş, friendfeed'miş.
benim derdim onlar değil.
derdim ya bu yasa gerçekten sansürletecek kadar güçlenirse düşüncelerimi
ve kırmanın cezası da yerdeki
artık yorgunluktan akmayı kesmiş
kanım olursa?
ne olacak o zaman
gerçeği.

No comments:

Post a Comment